Orta ve
Yeni Çağ Kürt Devlet ve Beylikleri Medreselerinin Kürt Dili ve
Edebiyatına Katkısı
Nevzat EMİNOĞLU *
Kürt Dili ve Edebiyatı
Bölümü, Fen Edebiyat Fakültesi, Muş Alparslan Üniversitesi /Türkiye.
Received: 06/ 2022 / Accepted: 02/ 2023
/ Published: 06/ 2023 https://doi.org/10.26436/hjuoz.2023.11.2.1290
Miladi
yedinci yüzyılda İslam dininin ortaya çıkışında
Kürtler ve coğrafyaları Pers ve Bizans İmparatorlukları
arasında sıkışmış ve bir çekişme alanı
durumdaydı. Kürtlerin 7. yüzyılın ortalarından
başlayarak İslam dinini kabul etmeleri ile köklü bir toplumsal
değişim ve dinamizm yaşamaya başladılar. Bu yeni inanç
ve dinin kaynaklık ettiği enerji ve toplumsal hareketlilik ve
değişim sayesinde Kürtler daha önce çoğunlukla edilgen, durgun
ve pasif konumda bulundukları Hristiyan komşuları olan Rum,
Süryani ve Ermenilere karşı genel anlamda etken ve aktif konuma
geçtiler. Bu değişimin getirdiği yeni ruh ve aktivite Kürt
toplumunda siyasal, ekonomi, yönetsel, ilmi, edebi, vs. birçok yönden
atılım getirdi. Böylece Kürt nüfusu ve nüfuzu bulundukları
coğrafyada artış gösterdi. Kürtler bulundukları
coğrafyanın da dışında etkili olmaya
başladılar. Kürtler, kendi toprakları dışındaki
yerlerde krallıklar ve prenslikler şeklinde iktidara geldiler. Öyle
ki Kürtler Müslüman olduktan kısa bir süre sonra aynı asır
içinde üç ayrı devlet kurdular. Şeddadî, Hasanveyhi ve Hamdani
adları ile kurdukları bu siyasal hakimiyetle Kürtler Batı
İrandan Kafkasyaya kadar etkili olmaya başladılar. Batı
İran toprakları ve daha sonra da bereketli hilal denilen Mezopotamya
coğrafyası böylece birkaç bağımsız Kürt
hanedanlığının hükümranlık bölgesi haline
gelmişti. İslam'ın merkezi topraklarının siyasal
tarihinde 10 ile 12'nci yüzyıl arasındaki dönem, İslam'ın Kürt
yüzyılları olarak adlandırılmayı hak eder. Zira
İslam'ın merkezi topraklarını Bizanslılara, Ruslara ve
son olarak da Haçlılara karşı koruyanlar Kürtlerdi. Söz konusu
bu Kürt yönetimleri tarafından büyük ve geniş bir imar ve inşa
faaliyeti başlatıldı. Kürtlerde yönetim, bürokrasi, şehircilik,
ticaret, askerlik, ilim, edebiyat gibi birçok alanda gelişme ve deneyimler
elde edildi. Kürt yönetimleri bu dönemde Kürdistan coğrafyasında çok
sayıda camii, çeşme, köprü, kale, gözlemevi, han, hamam, medrese ve
hastane inşa ettiler. Kürtlerin İslam dinini benimsemesi ile
başlayan bu ilk Kürt otoriteleri döneminde kurulan ve Kürt toplumunda
yaygınlık kazanan medreseler yeni dinin ve bu dine bağlı
olarak gelişip yaygınlaşan İslam medeniyetinin teorik
öğretisinin üretim mekanları olarak önemli roller üstlendiler. Bunun
yanı sıra bu eğitim kurumları Kürtçede standart bir
yazı dilinin oluşumunda ve Kürt edebiyatının
gelişiminde önemli işlevler yerine getirdiler. Kürt otoriteleri
tarafından kurulan, Kürt medreseleri olarak literature geçen ve temel
eğitim kurumları olarak işlev gören bu medreseler Kürtlerde
siyasal, ilmi ve edebi gelişim ve atılımın temel
dayanaklarından biri olmuştur. Ortaçağ boyunca Kürt toplumu için
temel eğitim kurumu işlevi gören medreseler, Kürtlerde siyasal
iktidarı temin eden, inançsal, kültürel ve dilsel birliği
sağlayan dinamiklerin başında gelir. Bu eğitim
kurumlarının dayandığı öğreti, Kürtlerde ortak
dini bir kimlik olarak Sünni İslam anlayışı içinde
Eş'ari ve Şafii mezhepleri paydasında birleştirici bir rol
üstlendi. Bu çalışmadaki amacımız, orta ve yeniçağda
kurulan Kürt devlet ve beyliklerinde inşa edilen ve yaygınlaşan
medreselerin Kürt dili ve edebiyatına katkısını
araştırmaktır. Bu bağlamda çalışmamızda Kürt
medreselerinin ortaya çıkış serüveni, medreselerin
geçirdiği aşamalar ve dönemleri, medreselerin Kürt dili ve edebiyatına
etki yönleri ve katkı şekilleri ayrıntılı olarak ele
alınacaktır. Bu konu Kürt tarih, kimlik ve dili açısından
oldukça önemli olduğu halde yeterince ve hak ettiği oranda
araştırılmamıştır. Bu durum
çalışmamızı daha da önemli kılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İslamiyet, Kürt Devletleri, Medreseler,
Kürtçe, Kürt Edebiyatı.
1. Giriş
Erken İslami dönemde halkının genelinin
İslamla tanışması sonucu Arabistan, Yukarı
Mezopotamya, Kürdistan, İran ve Anadolu coğrafyaları medrese
kurumunun oluşum ve gelişim alanları haline geldi.[1] Farklı Müslüman coğrafyalarda faaliyete
başlayan bu eğitim kurumları, yeni dinin ve bu dine
bağlı olarak gelişip yaygınlaşan İslam
medeniyetinin teorik öğretisinin üretim mekanları olarak önemli
roller üstlendiler.[2]
Medreseler, İslam dininin Hz. Muhammed
öncülüğünde Ortadoğu coğrafyasında ortaya çıması
ile kurulan ve klasik dönem boyunca Müslüman toplumlar içinde temel eğitim
kurumu olarak faaliyet gösterip yaygınlaşan eğitim kurumlarıdır.
Asr-ı saadetin ilk yıllarında Medinede kurulan ilk eğitim
kurumu olan Suffe yapılanmasından doğan bu müesseseler yeni
dinin ilim ve okumaya verdiği özel önem sonucu Müslüman olan toplumlar
içinde hızla yayıldı. Böylece Ortadoğu coğrafyası
yeni bir medeniyetin kaynağı konumuna geldi.[3] Müslüman olan her bir millet ve topluluk kendi
realitelerine göre kendi eğitim kurumlarını oluşturdular ve
böylece bu kültürden yararlanma yoluna gittiler.[4] Yukarı Mezopotamyanın yerli bir kavmi olarak
Kürtler ve coğrafyaları da bu kurumların oluşum ve
gelişim alanları haline geldi. Kürt medreseleri olarak literatüre
geçen bu eğitim kurumları Kürtlerin sosyal, edebi ve dini
hayatları üzerinde oldukça önemli etkide bulundu.[5]
Kürtlerin İslam dininin kabul etmeleri ile beraber,
kendi coğrafyalarında vücut bulan ve temel eğitim kurumları
olarak önemli roller üstlenen medreseler, Kürtlerin siyasal, ilmi ve edebi
gelişimlerinin ve atılımlarının temel
dayanaklarından biri olmuştur. Ortaçağ boyunca Kürt toplumu için
çok yönlü bir eğitim işlevi gören bu kurumlar, Kürtlerde inançsal ve
kültürel birliği sağlayan v e buna bağlı olarak siyasal
iktidarı temin eden, dinamiklerin başında gelir.
Bizler bu çalışmamızda orta ve
yeniçağda kurulan Kürt devlet ve beylikleri döneminde inşa edilen ve
yaygınlaşan medreselerin Kürt dili ve edebiyatına
katkısını ortaya koymaya çalışacağız. Bu
bağlamda Kürt medreselerinin ortaya çıkış serüveni,
medreselerin geçirdiği aşamalar ve dönemleri, medreselerin Kürt dili
ve edebiyatına katkısı incelenecektir. Medreselerin Kürt tarih, kimlik ve dili
açısından oldukça önemli rolleri ve işlevleri olduğu halde
bu konu yeterince ve hak ettiği oranda
araştırılmamıştır. Bu durum
çalışmamızın önemini daha da artırmaktadır.
2. Orta ve Yeni Çağ Kürt Devlet ve
Beyliklerinde Kültür ve Medeniyet
Yedinci yüzyılda İslamın ortaya
çıkmasından sonra Kürtler, kendi toprakları
dışındaki yerlerde krallıklar ve prenslikler şeklinde
iktidara geldiler. Bu yeni inanç ve dinin kaynaklık ettiği enerji,
toplumsal hareketlilik ve değişim sayesinde Kürtler daha önce
çoğunlukla edilgen, durgun ve pasif konumda bulundukları Hristiyan
komşuları olan Rum, Süryani ve Ermenilere karşı genel
anlamda etken ve aktif konuma geçtiler. Bu değişimin getirdiği
yeni ruh ve aktivite Kürt toplumunda siyasal, ekonomi, yönetsel, ilmi, edebi,
vs. birçok yönden atılım getirdi. Böylece Kürt nüfusu ve nüfuzu
bulundukları coğrafyada artış gösterdi. Batı İran
toprakları ve daha sonra da bereketli hilal (Mezopotamya) neredeyse birkaç
bağımsız Kürt hanedanlığının
hükümranlık bölgesi haline gelmişti. İslamın merkezi
topraklarının siyasal tarihinde 10 yy. ile 12. yy. arasındaki
dönem, İslamın Kürt yüzyılları olarak adlandırılmalıdır.
Zira İslamın merkezi topraklarını Bizanslılara,
Ruslara ve son olarak da Haçlılara karşı koruyanlar Kürtlerdi.
Çünkü Kafkasya ve Azerbaycan bölgesinde Şeddadi Kürtleri Ruslarla ve Kuzey
Mezopotamya coğrafyasında ise Mervani Kürtleri Bizanslılarla
mücadele halindeydi.[6]
Büveyhilerden sonra Ortaçağın en önemli Kürt
hanedanlığı Eyyubi hanedanlığıdır. Kutsal
toprakları Haçlı seferlerinden kurtarmak üzere Kürdistandan yola
çıkan Eyyubi İmparatorluğunun kurucusu Sultan Selahaddin, Aslan
Yürekli Richardı yenmiş ve Kürdistana ek olarak, Batı
Ermenistan, Suriye, Kutsal Topraklar, Arabistan, Mısır, Libya,
Doğu Tunus, Kuzeybatı Sudan, Hicaz ve Yemeni alarak hakimiyet
bölgesini genişletmişti. Eyyubilerin çeşitli kolları bu
toprakları M.S. 1169dan 1260a kadar, Suriyenin bazı bölgelerini
1342ye kadar ve Kürdistanın kendisini ise 15. yy. a kadar yönetti.
Eyyubilerin son kalesi Diyarbekir, bu tarihte (1402) Şii Akkoyunlu
Türkmenlere yenildi. Eyyubilerin son başkenti olan Hasankeyf ve oradaki
arkeolojik ve mimari zenginlikler Dicle üzerinde kurulan Ilısu Barajı
altında kaldı.[7]
Bitlis Kürt Hanlığı hükümdarı
Şeref Xanın 16. Yüzyılda yazdığı Kürt tarihine
dair Şerefname adlı kitapta Hasanveyhi, Büyük ve Küçük
Lorlar, Şeddadi, Mervani, Eyyubi gibi yönetimler Ortaçağdaki büyük
Kürt devletleri olarak anlatılmakta ve haklarında
ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Bu büyük devletler Kürt
coğrafyası içinde ve dışında geniş çaplı
imar ve inşa faaliyetinde bulundular. Bu otoriteler çok sayıda kale,
han, hamam, yol, köprü, kervansaray, çarşı, cami vs. inşa
ettiği gibi birçok medrese de inşa ettiler. Bu Kürt devletleri ve
akabinde kurulan büyüklü küçüklü bölgesel hükümet ve prenslikler Ortaçağ
boyunca Kürtlerde ortak bir kültür ve medeniyet anlayışının
inşasında asli bir rol üstlendiler. İslami dönem ilk Kürt
devletleri olan otoritelerden sonra gelen Bitlis, Meyafarkin, Cizre, Müküs,
Bazid, Hakkari, Hizan, İmadiye, Erdelan, Soran gibi Kürt hükümet ve
beylikleri/Mirlikleri de aynı geleneği devam ettirdiler.[8]
İslami dönemin başından beri yukarıda
bahsi geçen bu devletleri kuran Kürt sultanların kurduğu medreseler
Kürt toplumu içinde yeni bir inanç, kültür ve medeniyetin
altyapısını oluşturdu. Ortaçağ boyunca söz konusu bu
temel eğitim kurumlarının kaynaklık ettiği bu
öğreti, Kürtlerde ortak dini bir kimlik olarak Sünni İslam
anlayışı içinde Eşari ve Şafii mezhepleri
paydasında birleştirici bir rol üstlendi. İslami dönemin ilk
asırlarındaki büyük Kürt devletleri ve sonrasında merkezi Kürt
coğrafyasında kurulan Kürt Prensliklerinin geneli, medreselerin
kaynaklık ettiği söz konusu bu ortak dini kimlik üzerinde ortaya
çıktı.[9]
3. Orta ve Yeni Çağ Kürt Devlet ve
Beylikleri Medreseleri
Kürt
medreselerinin serencamını ana hatları ile üç döneme
ayırabiliriz. Birinci dönem, büyük Kürt sultanlarının
kurduğu medreselerdir ki Kürtlerin Müslümanlığı kabul
ettiği ilk altı- yedi asır içinde kurulan Kürt devletleri
tarafından inşa edildiler. Bu medreseler ve takip ettikleri
öğreti, Kürtlerde ortak dini bir kültür ve kimliğin alt
yapısını oluşturdu. Söz konusu bu dini anlayış ve
kimlik daha çok Sünni İslam anlayışı içinde itikadi olan
Eşari mezhebinin yorumuna dayalı bir yaklaşım ve ameli bir
mezhep olan Şafi metodoloji geleneği üzerinde oluşmuştur.
Bu dönem medreselerinde ders kitapları daha çok Arapça olmakla beraber
Kürt coğrafyalarındaki eğitim Kürtçe ile
yapılmıştır.[10]
İkinci
dönem Kürt medreseleri, Kürt Mirlerinin/prenslerinin daha çok hakim
oldukları coğrafyaların başkent şehirlerinde
kurdukları medreselerdir.[11] Kürt otoritelerin
ortaçağ boyunca hakimiyet bölgelerindeki şehirlerde ve özellikle,
Bitlis, Meyafarkin, Cizre, Müküs, Bazid, Hakkari, Hizan, İmadiye,
Hesenkeyf, Soran, Erdelan gibi bu otoritelere başkentlik yapmış
merkezlerde inşa edip finanse ettiği medreseler Kürt diline ait edebi
eserlerin ve Kürtçe yazılmış ders kitaplarının ortaya
çıkmasında önemli roller üstlendi. Kürtçe, bu dönem medreseleri
vasıtasıyla eğitimde, edebiyatta, hukukta/mahkemede, ticarette,
sarayda/siyasette kullanılan bir toplumsal iletişim dili haline
geldi.
Kürtçe
bu ikinci dönem Kürt medreseleri vasıtasıyla toplumsal hayatın
her alanında ispat-i vücut ederek bir birçok alanda kendini gösterdi.
Böylece Kürtçe bir medeniyet dili olarak işlev gördü. Bu nedenle bu Kürt
şehirlerindeki gayrimüslim ve Kürt olmayan Süryani, Ermeni, Yahudi gibi
topluluklar da Kürtçeyi doğal olarak günlük iletişim dili olarak
kullanmışlardır. Hatta bir kısmı ibadethanelerindeki
dini kitap ve dualarını da Kürtçe olarak yazıp okumuşlardır.[12] Bundandır ki bu
bölgelerde eski tarihlerden beri Kürtçe şiir ve divanlar kaleme
almış ve Kürtçe müzik icra etmiş birçok Süryani, Ermeni yazar ve
Dengbêj/ses sanatçısı çıkmıştır.[13]
1850li yıllarda II. Mahmut döneminde Osmanlı
yönetimi batının etkisiyle merkeziyetçi politikalar sonucu tarihsel
Kürt-Osmanlı ittifakını bozarak yerel Kürt Prensliklerini
ortadan kaldırınca temel eğitim kurumları olan bu
medreseler sahipsiz kaldı. Başkentlik yapmış bu
şehirlerdeki her biri bir üniversite kampus binası ve alanına
sahip bu medreseler, mesela Bitlisteki İhlasiye, Şerefiye
Medreseleri, Müküsteki Mir Hasan-i Veli Medresesi, Cizredeki Medresa Sor,
İmadiyedeki Kubbehan Medresesi, Hakkârideki Zeynel Bey Medresesi,
Hizandaki Davudiye, Meydan Medreseleri, Baziddeki Muradiye Medresesi gibi
onlarca hatta yüzlerce medrese muattal ve işlevsiz kaldı. Harabeye
dönem bu şehirlerdeki aristokrat aileler ve alimler can havliyle köylere
kaçtılar.[14]
Üçüncü
dönem ise bu mirlerin 1850lerde ortadan kaldırılması sonucu
toplumun kendi imkanları ve şeyh/ulema öncülüğünde daha çok
köylerde kurduğu Tasavvuf/Şeyh medreseleridir. Bu medreseleri Kürt
halkı daha çok kendi şahsi imkanları ile kurarak finanse
ettiler. Çünkü bu dönem medreseleri kurumsal destekten ve resmi finansör
imkanından mahrum kaldılar.
Bu medreseler daha çok köylerde kuruldular.
4. Orta ve
Yeni Çağ Kürt Devlet ve Beylikleri Medreselerinin Kürt Dili ve
Edebiyatına Katkısı
Orta ve
Yeni Çağ Kürt Devlet ve Beylikleri Medreselerinin Kürt dili ve
edebiyatına katkısını dört maddede toplayabiliriz.
4.1. Medreselerin
Kürtçe Anadilde Eğitimin Kaynağı Olması
Kürt
medreselerinde başından beri dersler Kürtçe olarak
yapılmıştır. Her ne kadar ilk dönem Kürt devletleri
medreselerinde ders kitapları Arapça olsa da derslerin anlatımı
ve ders kitaplarının açıklama ve yorumları hep Kürtçe
olarak yapılmıştır. Halifeler döneminde, Emevi ve Abbasiler
devrinde ve daha sonra Hasanveyhi, Şeddadi, Mervani, Eyyubi, Hamdani, Büveyhi
gibi ilk dönem büyük Kürt devletleri döneminde birçok Kürt alimi yetişti.
Bu alimler yetiştikleri medreselerden aldıkları ders ve
eğitimi kendi dilleri olan Kürtçe ile talebelerine vermeye
başladılar. Bu nedenle tarihi eğitim kurumları olan
medreseler Kürtlerde anadilde eğitimin tarihi ve önemli bir deneyim ve
pratiği olmuştur.[15]
Kürt
sultanların kurduğu ilk dönem Kürt medreselerinde Kürtçenin
eğitim dili olarak bilim alanında kullanıldı ve bilimin
aktarılmasında fonksiyon icra etti. Bu uygulama ve deneyim sonraki
dönemlerde Kürtçe ders kitaplarının da ortaya çıkmasında
önayak olmuştur.
4.2. Medreselerin
Klasik Kürt Edebiyatına Ait Eserlerin Ortaya Çıkmasındaki Rolü
Medreselerde
ders, ilim, edebiyat ve yazı alanında kullanılmasına
bağlı olarak Kürt dili, orta ve yeniçağ boyunca yazılı
bir edebiyatı da ortaya çıkarmıştır. Bahsi geçen bu
tarihi eğitim kurumların kaynaklık ettiği ve klasik dönem
boyunca Kürt coğrafyasında yazılı kültür geleneğine
sahip şehirlerin her birinde Kürtçe ilmi ve edebi eser veren onlarca
edebiyatçı yetişmiştir.[16] Toplamda yüzlerce ile
ifade edilen Kürtçe klasik dönem edebi ürünler olan divan, mecmua, mesnevi,
akidename, mevlütname, tevhitname, methiye, münacat, nat, v.s.lerden söz
ediyoruz.
İslami
dönemin ilk asırlarında Kürtler içinde ortaya çıkmış
olan medrese adlı eğitim kurumları dini, sosyal, kültürel,
siyasi vs. birçok yönde etki bıraktıkları gibi edebi alanda da
önemli fonksiyonlar icra etmişlerdir. Bu kurumların oluşturduğu
ilmi ve entelektüel atmosferde şair ve edebiyatçılar yetişti.
Bunun sonucunda klasik Kürt edebiyatı ürünleri vücut buldu. Bu dönemde
Kürt mir ve hükümdarlarının köşk ve sarayları çevresinde
şairler, edipler ortaya çıkıp eserler yazarak mir ve
hükümdarlara sundular. Klasik dönem boyunca Baba Tahir-i Üryan, Melayê Ciziri,
Şeyh Şemseddin-i Ahlati, Ali-yi Hariri, Ahmed Hani, Wedai, Selimi-yi
Hizani, Feqi-yi Teyran, Haris-i Bidlisi, Pertew Beg-i Hakkar Mela Huseyn-i
Bateyi, Mesture Mah Şeref Kurdistani, Xanay Kubadi, Elmas Han Kenduleyi
gibi yüzlerce edip ve şair şahsiyet eserler yazdı.
Medreselerin
kaynaklık ettiği klasik Kürt edebiyatı ile ilgili değerli
çalışmaları bulunan Doç. Dr. M. Zahir Ertekin bu konuda
gerçekleştirdiği ve bilimsel bir makale olarak
yayınladığı saha araştırmasında, Klasik
dönemden günümüze kadar gelebilen 786 Kürtçe klasik eser tespit etmiştir.
Ertekin yüzlercesinin de kayıp ve gün yüzüne çıkarılmayı
beklemekte olduğunu belirtir.[17] Yine Klasik Kürt
edebiyatı uzmanı Prof. Dr. Abdurrahman Adakın Klasik Kürt
Edebiyatına Giriş adlı üniversitelerimizin Kürt Dili ve
Edebiyatı Bölümlerinde ders kitabı olarak okutulan Kürtçe
kitabı, yüzü aşkın klasik dönem yazılı eseri ve
yazarını içermektedir.[18]
Fazla
bir yasaklama ile karşılaşmayan Irak, İran, Suriye ve
Kafkasyadaki Kürtçe eserleri de nazara aldığımızda
Kürtçeye ait binlerce yazılı klasik dönem eserinden söz edebiliriz.
Kürt edebiyat tarihçisi Prof. Dr. Maruf Haznedarın bu isimdeki eseri
sadece sekiz ciltten oluşmaktadır. Bunun dört cildi sadece Klasik
Kürt edebiyatına dair yapıtlarla ilgilidir.[19]
4.3. Medreselerin
Medreselerde Okutulan Kürtçe Ders Kitaplarının Ortaya
Çıkmasındaki Rolü
Kürt
medreselerinde Kürtçe olarak okutulan ve kitêbên rêzê /ders
kitapları" olarak adlandırılan iki tür ders kitabı
vardır: Birincisi, asıl ders kitapları. İkincisi ise
yardımcı ders kitaplarıdır. Asıl ders kitapları
zorunlu ders kitabı olarak kabul edilir. Ancak yardımcı kitaplar
zorunlu değildir. Medreselerin kaynaklık ettiği ve medreselerde
ders kitabı olarak okutulan Kürtçe ders kitapları özellikle Kürt
coğrafyalarında ders kitabı şeklinde medrese eğitim
müfredatında yer almıştır.
kullanılmıştır. Bu konudaki bazı kaynaklarda
asli ders kitapları "Ana Müfredat Kitapları" ve
yardımcı ders kitapları da "Tali Müfredat
Kitapları" olarak adlandırmaktadır.[20]
Eldeki
bilgilere göre Kürtçe yazılan ve Kürt medreselerinde ders kitabı
olarak okunan ilk kitap Müküs bölgesi medreselerinde yetişen alim ve edip
şahsiyet Ali-yi Teramahî'nin 16. yüzyılın sonlarında
yazdığı "Tesrîfa
Kurmancî/Kürtçe Morfolojidır. Teramahî bu çalışmasında
gramer konularından kelimelerin şekil bilgisi üzerinde durmuş ve
Arapça, Farsça ve Kürtçe kelimelerin şekil bilgisi konularını
karşılaştırmalı bir biçimde ele alıp
yazmıştır. Teramahî'nin bu eseri hem bir manzume olması hem
de Kürtçe gramerin bazı konularını ilk defa içermesi
bakımından Kürtçe eğitim tarihi açısından son derece
önemlidir.[21]
Teramahî'den yüz elli yıl sonra bu kez
yine Müküs yöresinden olan Mela Yunus-i Helqetini Kürtçe iki ders
kitabını yazmıştır. Kürt medreselerinde ders
kitabı olarak okutulan bu iki eserden birinin adı "Zuruf" ve diğerinin
adı ise "Terkib"tir.
Bu eserler Kürtçe sentaks yani cümle bilgisi konularını içerir. 17.
yüzyılda Ahmed-i Hani Kürt medreselerinde ders kitabı olarak
okutulması için iki manzum eser yazmıştır. Bunlardan biri
Kürtçe-Arapça ve Arapça-Kürtçe bir manzum sözlük olup her pasajın
başında medrese öğrencilerine yönelik pedagoji alanına ve
eğitim formasyonuna dair Kürtçe tespit ve tavsiyelerin yer
aldığı "Nûbihara
Piçukan", diğeri ise İslam inancının
esaslarını konu alan "Eqîdeya
Îmanê"dir.
Medreselerin
eğitim müfredatında yer alan ve 18. yüzyılda Mela Hüseyin-i
Bateyi medreselerin ilkokul dönemine tekabül eden ibtidai devresinde ders kitabı
olarak okutulan Kürtçe bir mevlüt yazmıştır. Yine 18.
yüzyılda Mela Halil-i Siirdi İslam dininin esaslarına ve adab-i
muaşerete dair "Nehcu'l-Enam"
adlı bir Kürtçe kitabı medreselerde ders kitabı olarak okutulmak
üzere kaleme almıştır.[22]
Klasik
dönemden beri Kürt medreselerinde Kürtçe ders kitabı olarak okutulan
kitaplar bunlarla sınırlı değildir. Bunları
bilebildiğimiz ilk dönem Kürtçe ders kitapları olarak örnek
kabilinden zikrettik. Yoksa bunlar dışında örneğin inanç
esaslarına dair 50 den fazla Kürtçe akidename, 70ten fazla Kürtçe mevlütname, 15ten fazla Kürtçe Lügatname vs.
yazılmıştır.[23] Bunların çoğu
yine medreselerde ders kitabı olarak okutulmuş ve halen de okutulmaya
devam etmektedir.
4.4. Medreselerin
Kürtçede Standart Bir Dilin ve Yazılı bir Kültürün Oluşumundaki
Rolü
Klasik dönem yazılı Kürt
edebiyatı, bu dönemdeki Müslüman Ortadoğu toplumlarının
genel yazılı edebiyatlarının kaynağı konumundaki
medrese kurumuna dayanmaktadır. Bu eğitim kurumunun İslami
dönemin başında Kürtler içinde oluşup yaygınlaşmasıyla
Kürtlerde yazılı bir kültürün oluşmasına önayak oldu.
Medreselerin kaynaklık ettiği Kürtçe eğitim pratiği ve
Kürtçe edebi eserlerin yazılma deneyimi, Kürtçede standart bir iletişim
ve yazı dilinin oluşmasının temel alt
yapısını oluşturmuştur.
Medreseler
tek başına değil bilakis bir eğitim kurumu olarak Müslüman
Kürt toplumu içinde yazılı kültüre kaynaklık eden ümran
unsurları rolüne sahip diğer kurumlarla beraber işlev yerine
getirmiştir. Çünkü yazı ve yazılı edebiyat,
şehirleşme, ticaret, eğitim kurumları gibi ortak ümran
unsurlarına dayalı olarak ortaya çıkmıştır ve
medeniyet tarihinin temelini oluşturmaktadır. Yazılı Kürt
edebiyatının oluşum ve gelişim seyrine
baktığımızda başta eğitim kurumları olmak
üzere, yazı ve yazılı edebiyata kaynaklık eden bütün bu
olguları görmek mümkündür.[24]
Medreselerin
altyapısını oluşturduğu klasik Kürt edebiyatı,
her şeyden önce bir şehir edebiyatı özelliğini
taşır. Bu edebiyat mir/hükümdar sarayları çevresinde ortaya
çıkıp gelişme göstermiştir. Bir saray edebiyatıdır
ve yazılı bir edebiyattır. Siyasal otoritelerin dönemin
şair ve yazarlarını koruma ve onurlandırmalarına
karşın, şair ve yazarların da bu otoritelere eserlerini
sunup onlara ithaf etmeyi ifade eden patronaj sistemi, söz konusu bu
yazılı Kürt edebiyatının oluşum kaynaklarından
birini teşkil etmektedir. Çünkü Kürt siyasal otoritelerinin canlı bir
ticari, sosyal ve kültürel hayata sahip Kürt şehirlerinde inşa edip
köylere kadar yaygınlaştırdığı ve
finansörlüğünü yaptığı medreseler bu yazılı
kültürü doğurmuştur.[25]
Orta ve yeniçağ boyunca Hemedan, Dinever,
Cizre, Bitlis, Müküs, Erdelan, Bazid, Hizan, Amedî/İmadiye, Hakkâri,
Hasankeyf, Meyafarkin/Silvan, Palu, Çemişkezek, Westan, İspayert,
Hazro, Egil gibi orta çağda Kürt hükümetlerine başkentlik yapmış
şehirlerde Kürtçe merkezli standart bir yazılı kültür ortaya
çıkmıştır. Kürtçedeki bu standart iletişim ve
yazılı kültür dilini, medreselerin bu alandaki diğer
paydaşları olan şehirleşme, ticaret, siyasal istikrar,
patronaj sistemi gibi dinamiklere borçluyuz.
Klasik
dönem boyunca Kürt toplumunda başat eğitim kurumu olarak işlev
gören Kürt medreseleri yazılı Kürt edebiyatına kaynaklık
ederek yazılı bir kültürün oluşmasını
sağladı. Özellikle Kürtçede dil birliğinin ve standart bir
yazı dilinin oluşumunda ve klasik Kürt edebiyatı ürünlerinin
ortaya çıkmasında medreseler birinci derecede kaynaktırlar.
Kürtçe ders kitaplarının ve anadilde eğitimin de tarihsel
kaynağı medreselerdir. Kürtçe, medreseler vasıtasıyla
eğitimde, edebiyatta, hukukta/mahkemede, ticarette, sarayda/siyasette
kullanılan bir toplumsal iletişim dili haline gelmişti.
5. Sonuç
Kürtler
in kitleler halinde İslamiyet ile tanışması,
İslamın ikinci halifesi Hz. Ömer dönemine denk gelmektedir. Bu yeni
dinin Kürtlerde oluşturduğu dinamizm ve hareketlilik siyasal, ilmi,
edebi vs. atılım ve açılımlarının alt
yapısını oluşturdu. İslamın bu ilk
asırlarında Kürtler, kendi toprakları dışındaki
yerlerde krallıklar ve prenslikler şeklinde iktidara geldiler.
Kürtlerin çoğunluğu İslamiyeti kabul ettikten sonra aynı
asır içinde üç ayrı devlet kurdular. Şeddadî, Hasanveyhi ve
Hamdani adları ile kurdukları bu siyasal hakimiyetle Kürtler
Batı İrandan Kafkasyaya kadar etkili olmaya başladılar.
Batı İran toprakları ve daha sonra da bereketli hilal denilen
Mezopotamya coğrafyası böylece birkaç bağımsız Kürt
hanedanlığının hükümranlık bölgesi haline
gelmişti.
İlk
Müslüman Kürt devletleri büyük ve geniş bir imar ve inşa faaliyeti
başlattı. Kürt toplumu siyaset, şehircilik, ticaret, askerlik,
ilim, edebiyat gibi birçok sahada ilerleme ve deneyimler yaşadı. Bu
otoriteler Kürdistan coğrafyasında çok sayıda camii, çeşme,
köprü, kale, rasathane, han, hamam, medrese ve hastane inşa etti.
Kürtlerin İslam dinini benimsemesi ile başlayan bu ilk Kürt
otoriteleri döneminde kurulan ve Kürt toplumunda yaygınlık kazanan
medreseler yeni dinin ve bu dine bağlı olarak gelişip
yaygınlaşan İslam medeniyetinin teorik öğretisinin üretim
mekanları olarak önemli roller üstlendiler. Bunun yanı sıra bu
eğitim kurumları Kürtçede standart bir yazı dilinin
oluşumunda ve Kürt edebiyatının gelişiminde önemli
fonksiyonlar icra etti.
Kürt
otoriteleri tarafından kurulan, Kürt medreseleri olarak literature geçen
ve temel eğitim kurumları olarak işlev gören bu medreseler
Kürtlerde siyasal, ilmi ve edebi gelişim ve atılımın temel
dayanaklarından biri olmuştur. Ortaçağ boyunca Kürt toplumu için
temel eğitim kurumu işlevi gören medreseler, Kürtlerde siyasal iktidarı
temin eden, inançsal, kültürel ve dilsel birliği sağlayan
dinamiklerin başında gelir. Bu eğitim kurumlarının
dayandığı öğreti, Kürtlerde ortak dini bir kimlik olarak
Sünni İslam anlayışı içinde Eş'ari ve Şafii
mezhepleri paydasında birleştirici bir rol üstlendi.
Orta ve
yakınçağ Kürt devlet ve beylikleri medreseleri Kürtlerde
yazılı bir kültürün alt yapısını oluşturmada
başat bir rol oynadığı gibi klasik Kürt edebiyatına
dair eserlerin de ortaya çıkmasında birinci derecede kaynaktır.
Söz konusu bu Kürt otoritelerinin Kürt coğrafyasında şehirlerden
köylere kadar inşa edip yaygınlaştırdığı ve
finansörlüğünü yaptığı bu eğitim kurumları
Kürtçede anadilde eğitimin de tarihsel tecrübe ve pratiğini
oluşturmaktadır. Asırlar önce Kürtçede ders
kitaplarının ortaya çıkmasına da kaynaklık eden Kürt
medreseleri Kürtçenin bir medeniyet dili olarak komşu diller ve
edebiyatlarla başarılı ve başa baş bir rekabet gücüne
sahip olmasının da temel dinamiklerinden biri
oluşturmaktadır.
Kürt
dili ve edebiyatı alanında bu kadar hayati ve tarihi rol
üstlenmiş olan medreseler günümüze doğru geldikçe, bu kadim
eğitim kurumlarının kendilerini yenileyememeleri, Kürt ve Kürtçe
karşıtı otoritelerin baskı ve yasaklanmalar nedeniyle,
medrese sayısı, eğitim kalitesi ve ders çeşitliği azalma
göstermiştir.
Tarihi
eğitim kurumlarımız olan medreseler dil ve
edebiyatımıza yönelik olarak söz konusu bu
katkılarının yanı sıra, eğitim metotları,
müfredatları, sistematiği, öğrenci- hoca ilişkisi vb.
birçok yönden bugünkü eğitim sistemimiz için oldukça önemli tecrübe ve
verilerle dolu bir laboratuvar hükmündedir. Bu muazzam tarihsel deneyimin etki
ve katkılarını araştırmak ve bu mirastan yararlanmak
önemli olduğu gibi, bu eğitim pratiğini yenileyip güncelleyerek
daha verimli kılma yol ve yöntemlerini aramak da büyük bir görev olarak
ilim dünyasının önünde durmaktadır.
Kaynakça
Abdurrahman
Adak, Destpêka Edebiyata Kurdî ya Klasîk, Weşanên Nûbihar, İstanbul
2013.
Abdurrahman
Adak, Tarîxa Perwerdeya bi Kurdî di Medreseyên Kurdan de, Kovara DENG, hêjmar:
99, r. 25.
Selîmiyê
Hîzanî, Mesnewiya Yûsuf û Zuleyxa, Weşanxaneya Nûbihar, Stenbol 2013.
Ahmet
Özer, Beş Büyük Tarihi Kavşakta Kürtler ve Türkler, Hemen Kitap
Yayınları, İstanbul 2010.
Bedrettin
Bağusuy, Selahaddin-i Eyyubi Devrinde İlmi Faaliyetler, Hivda
İletişim Yayınları, İstanbul- 2009.
Bernard
Lewis, The Arabs in History, Oxford Universty Press, Oxford 1993.
Gülistan
Çoban Eminoğlu-Nevzat Eminoğlu,
http://kurdarastirmalari.com/yazi-detay-bulan-k-ta-dengb-jlik-edebiyat-ve-temsilcileri-94,
erişim tarihi: 20. 01. 2023.
Heme
Kerîm Hewramî, Mêjûy Perwerde û Xwêndin Le Hucrekanî Kurdistanda, Çapxaney
Wezaretî Roşinbîrî, Hewlêr 2008.
İbni
Haldun, Mukaddime, Dergah Yayınları, İstanbul 1991.
Kadri
Yıldırım, Kürt Medreseleri ve Alimleri, Avesta Yayınları,
İstanbul 2017.
Kendal
Nezan, Kürt Dilini Tanıyalım Kürt Enstitüsü, r. 7.
www.kurtenstitusu.com , (dîroka xwegihînê: 06.02. 2014)
M. Halil
Çiçek, Şark Medreselerinin Serencamı, Weşanên Beyan, Stenbol
2009.
M. Zahir
Ertekin, Bazı Modern Kürt Aydınlarının İslam
eleştirilerine Reddiye, Uluslararası Eleştiri Kültürü ve
Tahammül Ahlakı Sempozyumu, Muş Alparslan Üniversitesi, Sempozyum
Bildirileri, Muş 2017, s. 138.
M. Zahir
Ertekin, Di Edebiyata Me De Mewlûd û Danberheva Mewlûdên Pêşîn ên Kurdî û
Tirkî, Uluslararası Kürdoloji Konferansı, Hakkari Üniversitesi 2011,
s. 153.
Maruf
Xaznedar, Mêjuwê Edebî Kurd, Aras Basım, Hewlêr 2010.
Martin
Van Bruinessen, Endonezyada Kürt Uleması ve Endonezyalı
Öğrenciler, (İngilizceden Çeviri: Osman Tunç) Bilgi ve Hikmet Dergi,
Sonbahar 1995, Sayı: 12, s. 158.
Mela
Elaeddînê Kopî, Diwana Rezê Jiyanê, Weşanên Nûbihar, Stenbol 2013
Melayê Cizîrî, Dîwan, (Kürtçeden Çeviri: Osman
Tunç), Weşanên Nûbihar, Stenbol 2012.
Mela Mehmûdê Bazîdî, Muqeddîma Îlmê Serf û
Bedê Usûlê Lazîmeyê Telîmiyye bi Zimanê Kurmancî, Camîeya Rîsaleyan û
Hîkayetan bi Zimanê Kurmancî, Amd. Ziya Avcı, Lis, St. 2010, r. 18
Mehrdad
Îzady, Bir El Kitabı Kürtler, (Werger. C. Atila), Weşanxaneya Doz
(Çapa 4), İstanbul 2022.
Muhammed
Emin Zekî Beg, Kürtler ve Kürdistan Tarihi, Weşanên Nûbihar, Stenbol 2012.
Müfid
Yüksel, Kürdistanda Değişim Süreci, Sor Yayıncılık,
İstanbul 1995.
Nevzat
Keleş, Mimar Sinan Güzel sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Doktora Tezi, Şeddadiler (951-1199)
Nevzat
Keleş, Şeddadiler: Ortaçağ'da Bir Kürt Hanedanı, Bilge
Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2014.
Nevzat Eminoğlu, Medreseyên Kurdan Ji
Destpêkê Heta Îro, Anemon Muş
Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Degisi, 3. Cilt, 2. Sayı,
Aralık 2015, r. 210.
Şakir
Gözütok, Medreselerin Ortaya Çıkışı ve İlk
Medreseler, Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler,
Cild: 1, Zanîngeha Mûş Alparslanê, Mûş 2013.
Şerefxanê
Bidlîsî, Şerefname Dîroka Kurd, Weşanên Deng, Stenbol 2010.
Yahya
Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Weşanên Ankara Üniversitesi Eğitim
Fakültesi, Ankara 1989.
Zeynelabidîn
Zinar, Medresa Kurdî-Xwendina Medresê, Weşanên Pencînar, Stocholm 1993.
Zülkif
Ergün, Bajar-Edebiyat û Cizîra Botan, Nûbihar Yayınları,
İstanbul 2015.
Dipnot:
Bedrettin
Bağusuy, Selahaddin-i Eyyubi Devrinde İlmi Faaliyetler, Hivda
İletişim Yayınları, İstanbul- 2009.
[1] Şakir
Gözütok, Medreselerin Ortaya Çıkışı ve İlk
Medreseler, Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler,
Cild: 1, Zanîngeha Mûş Alparslanê, Mûş 2013, r. 200
[1] Bernard
Lewis, The Arabs in History, Oxford Universty Press, Oxford 1993. s. 69.
[1] Muhammed Emin Zekî Beg, Kürtler ve Kürdistan
Tarihi, Weşanên Nûbihar, Stenbol 2012, s.165.
[1] M.
Halil Çiçek, Şark Medreselerinin Serencamı, Weşanên Beyan,
Stenbol 2009, s. 78.
[1] Nevzat
Keleş, Mimar Sinan Güzel sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Doktora Tezi, Şeddadiler (951-1199), s. 156; Nevzat Keleş,
Şeddadiler: Ortaçağ'da Bir Kürt Hanedanı Bilge Kültür Sanat
Yayınları, Doktora Tezi, İstanbul 2014, s. 145.
[1] Mihrdad Izady, Bir El Kitabı Kürtler,
Doz Yayınları, İstanbul 2004, s. 97.
[1] Şeref
Han Bitlisî, Şerefname Küt Tarihi, Nûbihar Yayınları,
İstanbul 2020, s. 32.
[1] Bitlisî,
a.g.e., s. 32.
[1] Zeynelabidîn
Zinar, Medresa Kurdî-Xwendina Medresê, Weşanên Pencînar, Stocholm 1993. s.
89.
[1] Kadri Yıldırım, Kürt
Medreseleri ve Alimleri, Avesta Yayınları, İstanbul 2017,
s.78
[1] Abdurrahman Adak, Destpêka Edebiyata Kurdî, Nûbihar
Yayınları, İstanbul 2015, s. 178.
[1] Gülistan Çoban Eminoğlu-Nevzat
Eminoğlu, http://kurdarastirmalari.com/yazi-detay-bulan-k-ta-dengb-jlik-edebiyat-ve-temsilcileri-94,
erişim tarihi: 20. 01. 2023.
[1] Nevzat Eminoğlu, Hizan Beyliği
Dönemine Genel Bir Bakış: İlim ve Edebiyat, Yüksek Lisans Tezi,
Mardin Artuklu Üniversitesi, s. 78.
[1] Müfid
Yüksel, Kürdistanda Değişim Süreci, Sor Yayıncılık,
İstanbul 1995, s. 75.
[1] Heme
Kerîm Hewramî, Mêjûy Perwerde û Xwêndin Le Hucrekanî Kurdistanda, Çapxaney
Wezaretî Roşinbîrî, Hewlêr 2008, s. 79.
[1] 15]
M. Zahir Ertekin, Bazı Modern Kürt Aydınlarının İslam
eleştirilerine Reddiye, Uluslararası Eleştiri Kültürü ve
Tahammül Ahlakı Sempozyumu, Muş Alparslan Üniversitesi, Sempozyum
Bildirileri, Muş 2017, s. 138
[1] Adak,
a.g.e., s. 84.
[1] Maruf
Xaznedar, Mêjuwê Edebî Kurd, Aras Basım, Hewlêr 2010, s. 132.
[1] Abdurrahman Adak, Tarîxa Perwerdeya bi Kurdî
di Medreseyên Kurdan de, Kovara DENG, Hêjmar: 99, s. 25.
[1] Zeynelabidîn Zinar, a.g.e., 93.
[1] Adak,
a.g.m., s. 105.
[1] M.
Zahir Ertekin, Di Edebiyata Me De Mewlûd û Danberheva Mewlûdên Pêşîn ên
Kurdî û Tirkî, Uluslararası Kürdoloji Konferansı, Hakkari
Üniversitesi 2011, s. 153.
[1] İbni Haldun, Mukaddime, Dergah
Yayınları, İstanbul 1991, c. 2, s.967.
[1] Zülkif
Ergün, Bajar-Edebiyat û Cizîra Botan, Nûbihar Yayınları,
İstanbul 2015, s. 50.
Rola Medreseyên
Dewlet û Mîrektiyên Kurd ên Çerxa Navîn û Nû Di Ziman û Call Literature as
Kurdî
KURTE:
Bi derketina
dînê Îslamê di sedsala heftemîn a zayînê de Kurd û erdnîgariya wan di navbera
Împeratoriya Faris û Bîzansê de asê mabûn û bûn qada nîqaşê. Ji nîveka
sedsala VIIan pê ve, Kurd bi qebûlkirina Îslamê re dest bi guherîn û
dînamîzmeke radîkal a civakî kirin. Bi saya enerjî û liv û tevgera civakî û
guherîna ku ji vê bawerî û ola nû derketî, Kurd bi giştî li hember cîranên
xwe yên Xiristiyan, Yewnanî, Asûrî û Ermenî, yên ku bi piranî pasîf, sekinî û
pasîf bûn, çalak û çalak bûn. Ruh û çalakiya nû ya ku vê guherînê pêk tîne di
civaka Kurd de siyasî, aborî, îdarî, zanistî, edebî û hwd. di gelek awayan de
serkeftin. Bi vî awayî nifûs û bandora kurdan li erdnîgariya wan zêde bû. Kurd
li derveyî erdnîgariya ku lê bûn, dest bi bandor kirin. Kurd li cihên dervayî
axa xwe bi şeklê mîrektî û mîrektiyan hatin ser hukim. Ji ber ku bi demeke
kurt piştî ku kurd bûn misilman, di heman sedsalê de sê dewletên cuda ava
kirin. Bi vê serdestiya siyasî ya ku bi navên Şedadî, Hesenveyhî û Hemdanî
ava kirin, Kurdan ji Rojavayê Îranê heta Kafkasyayê bi bandor bûn. Erdên
rojavayê Îranê û erdnîgariya Mezopotamya ku paşê jê re heyva bi bereket hat
gotin, bi vî awayî bû warê çend xanedanên kurdên serbixwe. Serdema di navbera
sedsalên 10-12-an de di dîroka siyasî ya welatên navendî yên îslamê de hêja ye
ku jê re sedsalên îslamî yên kurdî bê binavkirin. Ji ber ku li hemberî
Bîzansiyan, Rûsan û di dawiyê de jî li hemberî xaçparêzan, axa navendî ya
Îslamê parastiye Kurdan. Ji aliyê van rêveberiyên kurd ve xebateke ji nû ve
avakirin û avakirinê ya mezin û berfireh hat destpêkirin. Di nav kurdan de di
gelek waran de weke rêveberî, burokrasî, bajarvanî, bazirganî, leşkerî,
zanist û wêjeyê pêşketin û ezmûn hatin bidestxistin. Di vê serdemê de
hukûmetên kurdan li erdnîgariya Kurdistanê gelek mizgeft, kanî, pir, qesr,
çavdêrxane, xan, hemam, medrese û nexweşxane çêkirine. Medreseyên ku di
serdema desthilatdariya yekemîn a kurdan de, ku bi pejirandina dînê îslamê ji
aliyê kurdan ve dest pê kir û di nav civaka kurd de belav bû, hatin avakirin,
weke cihên hilberîna ola nû û teorîk roleke girîng lîstin. hînkirina
şaristaniya Îslamê ku li gor vê olê pêşketiye û belav bûye. Her wiha
van saziyên perwerdehiyê di avakirina zimanekî nivîskî yê standard bi kurdî û
di pêşxistina edebiyata kurdî de roleke girîng lîstin. Ev medreseyên ku ji
aliyê desthilatdarên kurd ve hatin avakirin, weke medreseyên kurdan hatin binavkirin
û weke saziyên perwerdehiyê yên bingehîn xebitîn, di nav kurdan de yek ji
stûnên sereke yên pêşketin û pêşketina siyasî, zanistî û edebî bûn.
Medreseyên ku di serdema navîn de weke saziya perwerdehiya bingehîn a civaka
Kurd bûn, di refên herî pêş de ne ku hêza siyasî û yekitiya olî, çandî û
zimanî di Kurdan de misoger dike. Doktrîna ku ev saziyên perwerdehiyê li ser
ava bûne, di nav têgihîştina Îslama Sunî de wekî nasnameyeke olî ya hevpar
a di nav Kurdan de, di navbeyna mezhebên Eş'erî û Şafiî de rolek yekgirtî
lîst. Armanca me ji vê lêkolînê ew e ku em li ser tevkariya medreseyên ku di
nav dewlet û mîrekiyên kurdan ên di serdema navîn û nû de ava bûne û di serdema
navîn û nû de hatine avakirin û belav bûne, li ziman û edebiyata kurdî lêkolîn
bikin. Di vê çarçoveyê de wê di lêkolîna me de serpêhatiya derketina medreseyên
kurdî, qonax û serdemên medreseyan, bandor û tevkariya medreseyan a li ser
ziman û edebiyata kurdî bi berfirehî bê nîqaşkirin. Her çiqas ev mijar ji
aliyê dîrok, nasname û zimanê kurdî ve pir girîng be jî, lê bi têra xwe û
hêjayî lêkolînan nehatiye kirin. Ev lêkolîna me hîn girîngtir dike.
Peyvên Sereke: Îslam, Dewletên Kurdî, Medrese, Kurdî, Wêjeya Kurdî
Contribution
of middle and new age kurdish state and principalities madrasahs to kurdish
language and literature
ABSTRACT
:
At the emergence of the religion of Islam in
the seventh century AD, the Kurds and their geography were stuck between the
Persian and Byzantine Empires and were an area of contention. Starting from the
middle of the 7th century, the Kurds began to experience a radical social
change and dynamism with their acceptance of Islam. Thanks to the energy and
social mobility and change stemming from this new belief and religion, the
Kurds became active and active in general against their Christian neighbors,
Greeks, Assyrians and Armenians, to whom they had been mostly passive, stagnant
and passive. The new spirit and activity brought about by this change are
political, economic, administrative, scientific, literary, etc. in Kurdish
society. breakthrough in many ways. Thus, the Kurdish population and influence
increased in their geography. The Kurds began to be influential outside the
geography they were in. The Kurds came to power in the form of kingdoms and
principalities in places outside their own lands. So much so that shortly after
the Kurds became Muslims, they established three separate states in the same
century. With this political domination they established under the names
Shaddadi, Hasanveyhi and Hamdani, the Kurds began to be influential from
Western Iran to the Caucasus. The lands of Western Iran and the geography of
Mesopotamia, which was later called the fertile crescent, thus became the
domain of several independent Kurdish dynasties. The period between the 10th
and 12th centuries in the political history of the central lands of Islam
deserves to be called the Kurdish centuries of Islam. For it was the Kurds who
defended the central lands of Islam against the Byzantines, the Russians, and
finally the Crusaders. A large and extensive reconstruction and construction
activity was initiated by these Kurdish administrations. Developments and
experiences were gained in many fields such as administration, bureaucracy,
urbanism, trade, military service, science and literature among the Kurds.
During this period, Kurdish governments built many mosques, fountains, bridges,
castles, observatories, inns, Turkish baths, madrasas and hospitals in the
geography of Kurdistan. The madrasahs, which were established in the period of
the first Kurdish authorities, which started with the adoption of the Islamic
religion by the Kurds and became widespread in the Kurdish society, played an
important role as the production sites of the new religion and the theoretical
teaching of the Islamic civilization that developed and became widespread
depending on this religion. In addition, these educational institutions played
an important role in the formation of a standard written language in Kurdish
and in the development of Kurdish literature. These madrasahs, which were
established by the Kurdish authorities, referred to as Kurdish madrasahs and
functioned as basic educational institutions, have been one of the main pillars
of political, scientific and literary development and breakthrough in the
Kurds. Madrasahs, which served as the basic educational institution for the
Kurdish society during the Middle Ages, are at the forefront of the dynamics
that ensure political power and religious, cultural and linguistic unity in
Kurds. The doctrine on which these educational institutions are based played a
unifying role in the denominator of Ash'ari and Shafi'i sects within the
understanding of Sunni Islam as a common religious identity among the Kurds.
Our aim in this study is to investigate the contribution of the madrasahs,
which were built and spread in the Kurdish states and principalities
established in the middle and new ages, to the Kurdish language and literature.
In this context, in our study, the adventure of the emergence of Kurdish
madrasahs, the stages and periods of madrasas, the influence and contribution
of madrasahs to the Kurdish language and literature will be discussed in
detail. Although this issue is very important in terms of Kurdish history,
identity and language, it has not been adequately and deservedly researched.
This makes our study even more important.
Keywords: Islam,
Kurdish States, Madrasahs, Kurdish, Kurdish Literature.
* Corresponding
Author.
This is an open access under a CC
BY-NC-SA 4.0 license (https://creativecommons.org/licenses/by-nc-sa/4.0/)
[1]
Bedrettin Bağusuy, Selahaddin-i Eyyubi
Devrinde İlmi Faaliyetler, Hivda İletişim Yayınları,
İstanbul- 2009.
[2] Şakir
Gözütok, Medreselerin Ortaya Çıkışı ve İlk
Medreseler, Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler,
Cild: 1, Zanîngeha Mûş Alparslanê, Mûş 2013, r. 200
[3] Bernard
Lewis, The Arabs in History, Oxford Universty Press, Oxford 1993. s. 69.
[4] Muhammed Emin Zekî Beg, Kürtler ve Kürdistan
Tarihi, Weşanên Nûbihar, Stenbol 2012, s.165.
[5] M.
Halil Çiçek, Şark Medreselerinin Serencamı, Weşanên Beyan,
Stenbol 2009, s. 78.
[6] Nevzat
Keleş, Mimar Sinan Güzel sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Doktora Tezi, Şeddadiler (951-1199), s. 156; Nevzat Keleş,
Şeddadiler: Ortaçağ'da Bir Kürt Hanedanı Bilge Kültür Sanat
Yayınları, Doktora Tezi, İstanbul 2014, s. 145.
[7] Mihrdad Izady, Bir El Kitabı Kürtler,
Doz Yayınları, İstanbul 2004, s. 97.
[8] Şeref
Han Bitlisî, Şerefname Küt Tarihi, Nûbihar Yayınları,
İstanbul 2020, s. 32.
[9] Bitlisî,
a.g.e., s. 32.
[10] Zeynelabidîn
Zinar, Medresa Kurdî-Xwendina Medresê, Weşanên Pencînar, Stocholm 1993. s.
89.
[11] Kadri Yıldırım, Kürt
Medreseleri ve Alimleri, Avesta Yayınları, İstanbul 2017,
s.78
[12] Abdurrahman Adak, Destpêka Edebiyata Kurdî, Nûbihar
Yayınları, İstanbul 2015, s. 178.
[13] Gülistan Çoban Eminoğlu-Nevzat
Eminoğlu, http://kurdarastirmalari.com/yazi-detay-bulan-k-ta-dengb-jlik-edebiyat-ve-temsilcileri-94, erişim
tarihi: 20. 01. 2023.
[14] Nevzat
Eminoğlu, Hizan Beyliği Dönemine Genel Bir Bakış: İlim
ve Edebiyat, Yüksek Lisans Tezi, Mardin Artuklu Üniversitesi, s. 78.
[15] Müfid
Yüksel, Kürdistanda Değişim Süreci, Sor Yayıncılık,
İstanbul 1995, s. 75.
[16] Heme
Kerîm Hewramî, Mêjûy Perwerde û Xwêndin Le Hucrekanî Kurdistanda, Çapxaney
Wezaretî Roşinbîrî, Hewlêr 2008, s. 79.
[17] 15] M.
Zahir Ertekin, Bazı Modern Kürt Aydınlarının İslam
eleştirilerine Reddiye, Uluslararası Eleştiri Kültürü ve
Tahammül Ahlakı Sempozyumu, Muş Alparslan Üniversitesi, Sempozyum
Bildirileri, Muş 2017, s. 138
[18] Adak,
a.g.e., s. 84.
[19] Maruf
Xaznedar, Mêjuwê Edebî Kurd, Aras Basım, Hewlêr 2010, s. 132.
[20] Abdurrahman Adak, Tarîxa Perwerdeya bi Kurdî
di Medreseyên Kurdan de, Kovara DENG, Hêjmar: 99, s. 25.
[21] Zeynelabidîn Zinar, a.g.e., 93.
[22] Adak,
a.g.m., s. 105.
[23] M.
Zahir Ertekin, Di Edebiyata Me De Mewlûd û Danberheva Mewlûdên Pêşîn ên
Kurdî û Tirkî, Uluslararası Kürdoloji Konferansı, Hakkari
Üniversitesi 2011, s. 153.
[24] İbni Haldun, Mukaddime, Dergah
Yayınları, İstanbul 1991, c. 2, s.967.
[25] Zülkif Ergün,
Bajar-Edebiyat û Cizîra Botan, Nûbihar Yayınları, İstanbul 2015,
s. 50.
Contribution of Middle and New Age Kurdish
State and Principalities Madrasahs to Kurdish Language and Literature
ABSTRACT :
At
the emergence of the religion of Islam in the seventh century AD, the Kurds and
their geography were stuck between the Persian and Byzantine Empires and were
an area of contention. Starting from the middle of the 7th century, the Kurds
began to experience a radical social change and dynamism with their acceptance
of Islam. Thanks to the energy and social mobility and change stemming from
this new belief and religion, the Kurds became active and active in general
against their Christian neighbors, Greeks, Assyrians and Armenians, to whom
they had been mostly passive, stagnant and passive. The new spirit and activity
brought about by this change are political, economic, administrative,
scientific, literary, etc. in Kurdish society. breakthrough in many ways. Thus,
the Kurdish population and influence increased in their geography. The Kurds
began to be influential outside the geography they were in. The Kurds came to
power in the form of kingdoms and principalities in places outside their own
lands. So much so that shortly after the Kurds became Muslims, they established
three separate states in the same century. With this political domination they
established under the names Shaddadi, Hasanveyhi and Hamdani, the Kurds began
to be influential from Western Iran to the Caucasus. The lands of Western Iran
and the geography of Mesopotamia, which was later called the fertile crescent,
thus became the domain of several independent Kurdish dynasties. The period
between the 10th and 12th centuries in the political history of the central
lands of Islam deserves to be called the Kurdish centuries of Islam. For it was
the Kurds who defended the central lands of Islam against the Byzantines, the
Russians, and finally the Crusaders. A large and extensive reconstruction and
construction activity was initiated by these Kurdish administrations.
Developments and experiences were gained in many fields such as administration,
bureaucracy, urbanism, trade, military service, science and literature among
the Kurds. During this period, Kurdish governments built many mosques,
fountains, bridges, castles, observatories, inns, Turkish baths, madrasas and
hospitals in the geography of Kurdistan. The madrasahs, which were established
in the period of the first Kurdish authorities, which started with the adoption
of the Islamic religion by the Kurds and became widespread in the Kurdish
society, played an important role as the production sites of the new religion
and the theoretical teaching of the Islamic civilization that developed and
became widespread depending on this religion. In addition, these educational
institutions played an important role in the formation of a standard written
language in Kurdish and in the development of Kurdish literature. These
madrasahs, which were established by the Kurdish authorities, referred to as
Kurdish madrasahs and functioned as basic educational institutions, have been
one of the main pillars of political, scientific and literary development and
breakthrough in the Kurds. Madrasahs, which served as the basic educational
institution for the Kurdish society during the Middle Ages, are at the
forefront of the dynamics that ensure political power and religious, cultural
and linguistic unity in Kurds. The doctrine on which these educational
institutions are based played a unifying role in the denominator of Ash'ari and
Shafi'i sects within the understanding of Sunni Islam as a common religious
identity among the Kurds. Our aim in this study is to investigate the
contribution of the madrasahs, which were built and spread in the Kurdish
states and principalities established in the middle and new ages, to the
Kurdish language and literature. In this context, in our study, the adventure
of the emergence of Kurdish madrasahs, the stages and periods of madrasas, the
influence and contribution of madrasahs to the Kurdish language and literature
will be discussed in detail. Although this issue is very important in terms of
Kurdish history, identity and language, it has not been adequately and
deservedly researched. This makes our study even more important.
Keywords: Islam, Kurdish
States, Madrasahs, Kurdish, Kurdish Literature
Rola Medreseyên Dewlet û
Mîrektiyên Kurd ên Çerxa Navîn û Nû Di Ziman û Call Literature as Kurdî
KURTE:
Bi derketina dînê Îslamê di
sedsala heftemîn a zayînê de Kurd û erdnîgariya wan di navbera Împeratoriya
Faris û Bîzansê de asê mabûn û bûn qada nîqaşê. Ji nîveka sedsala VIIan pê
ve, Kurd bi qebûlkirina Îslamê re dest bi guherîn û dînamîzmeke radîkal a
civakî kirin. Bi saya enerjî û liv û tevgera civakî û guherîna ku ji vê bawerî
û ola nû derketî, Kurd bi giştî li hember cîranên xwe yên Xiristiyan,
Yewnanî, Asûrî û Ermenî, yên ku bi piranî pasîf, sekinî û pasîf bûn, çalak û
çalak bûn. Ruh û çalakiya nû ya ku vê guherînê pêk tîne di civaka Kurd de
siyasî, aborî, îdarî, zanistî, edebî û hwd. di gelek awayan de serkeftin. Bi vî
awayî nifûs û bandora kurdan li erdnîgariya wan zêde bû. Kurd li derveyî
erdnîgariya ku lê bûn, dest bi bandor kirin. Kurd li cihên dervayî axa xwe bi
şeklê mîrektî û mîrektiyan hatin ser hukim. Ji ber ku bi demeke kurt
piştî ku kurd bûn misilman, di heman sedsalê de sê dewletên cuda ava
kirin. Bi vê serdestiya siyasî ya ku bi navên Şedadî, Hesenveyhî û Hemdanî
ava kirin, Kurdan ji Rojavayê Îranê heta Kafkasyayê bi bandor bûn. Erdên
rojavayê Îranê û erdnîgariya Mezopotamya ku paşê jê re heyva bi bereket hat
gotin, bi vî awayî bû warê çend xanedanên kurdên serbixwe. Serdema di navbera
sedsalên 10-12-an de di dîroka siyasî ya welatên navendî yên îslamê de hêja ye
ku jê re sedsalên îslamî yên kurdî bê binavkirin. Ji ber ku li hemberî
Bîzansiyan, Rûsan û di dawiyê de jî li hemberî xaçparêzan, axa navendî ya
Îslamê parastiye Kurdan. Ji aliyê van rêveberiyên kurd ve xebateke ji nû ve
avakirin û avakirinê ya mezin û berfireh hat destpêkirin. Di nav kurdan de di
gelek waran de weke rêveberî, burokrasî, bajarvanî, bazirganî, leşkerî,
zanist û wêjeyê pêşketin û ezmûn hatin bidestxistin. Di vê serdemê de
hukûmetên kurdan li erdnîgariya Kurdistanê gelek mizgeft, kanî, pir, qesr,
çavdêrxane, xan, hemam, medrese û nexweşxane çêkirine. Medreseyên ku di
serdema desthilatdariya yekemîn a kurdan de, ku bi pejirandina dînê îslamê ji
aliyê kurdan ve dest pê kir û di nav civaka kurd de belav bû, hatin avakirin,
weke cihên hilberîna ola nû û teorîk roleke girîng lîstin. hînkirina
şaristaniya Îslamê ku li gor vê olê pêşketiye û belav bûye. Her wiha
van saziyên perwerdehiyê di avakirina zimanekî nivîskî yê standard bi kurdî û
di pêşxistina edebiyata kurdî de roleke girîng lîstin. Ev medreseyên ku ji
aliyê desthilatdarên kurd ve hatin avakirin, weke medreseyên kurdan hatin binavkirin
û weke saziyên perwerdehiyê yên bingehîn xebitîn, di nav kurdan de yek ji
stûnên sereke yên pêşketin û pêşketina siyasî, zanistî û edebî bûn.
Medreseyên ku di serdema navîn de weke saziya perwerdehiya bingehîn a civaka
Kurd bûn, di refên herî pêş de ne ku hêza siyasî û yekitiya olî, çandî û
zimanî di Kurdan de misoger dike. Doktrîna ku ev saziyên perwerdehiyê li ser
ava bûne, di nav têgihîştina Îslama Sunî de wekî nasnameyeke olî ya hevpar
a di nav Kurdan de, di navbeyna mezhebên Eş'erî û Şafiî de rolek yekgirtî
lîst. Armanca me ji vê lêkolînê ew e ku em li ser tevkariya medreseyên ku di
nav dewlet û mîrekiyên kurdan ên di serdema navîn û nû de ava bûne û di serdema
navîn û nû de hatine avakirin û belav bûne, li ziman û edebiyata kurdî lêkolîn
bikin. Di vê çarçoveyê de wê di lêkolîna me de serpêhatiya derketina medreseyên
kurdî, qonax û serdemên medreseyan, bandor û tevkariya medreseyan a li ser
ziman û edebiyata kurdî bi berfirehî bê nîqaşkirin. Her çiqas ev mijar ji
aliyê dîrok, nasname û zimanê kurdî ve pir girîng be jî, lê bi têra xwe û
hêjayî lêkolînan nehatiye kirin. Ev lêkolîna me hîn girîngtir dike.
Peyvên Sereke: Îslam, Dewletên Kurdî, Medrese, Kurdî,
Wêjeya Kurdî